Bila İade Ne Demek? Bir Duygusal Hikâye
Hayat bazen, hiçbir şeyin tam olarak yerine oturmadığı, karmaşık ve kararsız anlarla dolu oluyor. O anları nasıl anlatabileceğimi, nasıl kelimelere dökeceğimi düşündüğümde, her şeyin birbirine nasıl bağlı olduğunu fark ediyorum. Kayseri’de, evimin rahat köşesinde, bir sabah sabah uyanıp postacıyla karşılaştığım o anı hatırlıyorum. O an, “bila iade”nin ne demek olduğunu derinden hissettiğim bir an oldu. Bazen kelimeler, sadece bir anlamdan daha fazlasını ifade eder, değil mi?
O Sabah
Her şey sabah saat 10 civarında başlamıştı. O sabah, içimi çekerek uyanmıştım; gece uykusuz bir şekilde dönüp durmuş, huzursuzca bir şeyler düşünmüştüm. Kapı çaldı. Hızla kalkıp kapıya yöneldim. Postacı elinde büyük bir kargo paketiyle duruyordu. Gözlerimde uykusuzluktan kalan perdelere rağmen, paket bana bir şeyler söylüyordu. Ama ne? Ne alaka diye düşündüm; çünkü adresin doğru yazıldığına emin olamamıştım.
“Paketiniz var,” dedi postacı. Birkaç saniye göz göze geldik, ama nedense o an, içinde ne olduğunu anlamak istemedim. Bir şeyler hissettim, bir tuhaflık vardı. Bunu hepimiz yaşarız, değil mi? Kafamızda hemen bir sürü senaryo canlanır, içsel bir huzursuzluk hissi başlar. Neyse ki, düşündüğüm kadar karmaşık değildi. Paket bana aitti ve açmam gerekiyordu. Ancak içinde ne olduğunu tahmin etmek de zor değildi. Bu, hayal kırıklığına uğradığım bir andı, ama yine de bir umut vardı, belki de.
“Bila İade” Kelimesi
Paketin üzerindeki etiketlere dikkatlice bakarken, bir cümle gözümü oldukça yordu: “Bila iade”. Duyduğum, okuduğum bir kelimeydi ama tam olarak anlamını hiç bir zaman idrak edememiştim. Yani, tam olarak ne demekti bu? İnsan aklı, bazen en basit şeylerde bile hep bir boşluk bırakır, bu da o anlardan biriydi. Kargo şirketinin zorunlu bir düzenlemesi gibi mi? Yoksa “sadece gönderdik, siz artık ne yaparsanız yapın” mı demekti?
İçimi çekerek paketi açtım, hafif bir tedirginlikle. Karşıma çıkan, aldığım ürünün içinde ne yazık ki bozuk olduğunu fark ettiğim an, “bila iade”nin anlamını tam olarak kavradım. Bir parça hayal kırıklığı yaşadım. O an, bir şeylerin geri dönüşü olmadığını fark etmek acı verici oldu. Çünkü “bila iade”, işin içine girdikten sonra ne yapabileceğini belirleyen bir kelimeydi. İade yoktu. Hiçbir şey geri alınamayacak, hiçbir şey değiştirilemeyecekti. Bunu kabul etmek, içinde biraz da cesaret kırıcı bir duygu barındırıyordu.
Hayal Kırıklığı ve Umut
Bir yanda “bila iade”nin anlamı, diğer yanda da bu bozuk ürüne karşı duyduğum hayal kırıklığı vardı. Ama içimdeki umut da beni terk etmiyordu. Belki bu kadar basit bir şey yüzünden dünyam altüst olmalıydı. Ama tam o anda, bir derin nefes aldım ve şunu fark ettim: Bazen hayatın kendisi de tıpkı o “bila iade” durumu gibi. Olmaz diye düşündüğümüz bir şey, aslında sadece bir dönüm noktası olabilir.
Hayal kırıklığımdan sonra, hayatıma dair birkaç soruyu kendime sordum: Her şey neden bu kadar kötü hissettirdi? Çünkü “bila iade” kelimesi, aslında tüm bir ilişkinin ya da herhangi bir şeyin geri dönüşü olmadığını hissettiriyor. İnsanlar, bir ilişkide “bila iade” gibi şeylerle karşılaştıklarında, “geri alma şansım yok” duygusuna kapılırlar. Hatta bazen, bir seçim yaparken, kayıpları kabul etmek zorunda kalırsınız. Ama bu kayıplar, her zaman öğreticidir.
İşte bu yüzden, “bila iade” kelimesi, bir anlamda hayatın getirdiği zorluklarla da özdeştir. Hayat, bizim istediğimiz şekilde şekil almaz bazen. Geri almanın mümkün olmadığı şeyler vardır. O yüzden bir nevi, hem kabullenme hem de büyüme sürecinin ilk adımıdır “bila iade”. İnsanların hayatındaki bazı hatalar da öyle değil mi? Geriye dönüp bakınca, her şeyin farklı olmasını dilersiniz ama bazı şeyler hep geri alınamaz. Kabullenmek gerek.
Sonuç
O sabah, kargo paketinin içinde beni hayal kırıklığına uğratan o ürün, belki de yaşamam gereken bir dersin parçasıydı. “Bila iade” sadece bir kelime değil, aslında daha derin bir anlam taşıyor. İnsanlar, bazen çok değerli buldukları şeylerin kaybolduğunu ya da geri alınamayacaklarını fark ettiklerinde, o anın ne kadar kıymetli olduğunu anlarlar. Hayatta bazı şeylerin, bazen geriye dönülmesi imkansız olduğunu kabul etmek zor olsa da, bu bizi her zaman daha güçlü kılar.
“Bila iade”, belki de sadece bir kargo ifadesi değildir. Bazen, hayatın tam ortasında bizi bekleyen bir gerçeğin kendisidir. Ama her şeye rağmen, içimizdeki umut hep var. Geriye alamasak da, her kayıptan sonra yeni bir başlangıç bulmak mümkün.